Cartier'nin güzelliğini yakaladığı, suda yaşayan bir çiçeğin mucizesi. Gözler anında, etrafında pırlanta taç yapraklarının şekillendiği ve hacim izlenimini güçlendiren cila ile çerçevelenmiş 10,61 karatlık bir rubellit olan merkezdeki taşın büyüsüne kapılır. Hepsi geometrik olarak dörtkenar şeklindedir.
Üç boyutlu olarak tasarlanmış bu stilize çiçek, taş dizili, lake ve eklemli unsurlardan oluşmaktadır. "En tremblant"şeklinde monte edilen bu hassas bileşenler en ufak bir harekette titreşim yapar. Cartier'nin uzmanlık dağarcığının bir parçası olan bu teknik, 1950'lerden beri Maison'un bazı tasarımlarında kullanılmaktadır. Çevrildiğinde, arka yüzünde, vitray gül pencereye benzer bir mimari motifi gözler önüne seriyor. Son derece ince metal, ışığın etkileşimini on kat artırır.